Bu yazının içeriği
Eğer bunları yaşıyorsan sen de sosyal medya ve telefonunun bağımlısı olabilirsin.
Sosyal medya kullanımı insanları dürtüsel davranmaya alıştırıyor ve dikkat süremizi ciddi bir şekilde kısaltıyor. Sürekli ilgi çekici, yeni içerik bombardımanına tutulduğumuz için artık eskisinden çok daha fazla odaklanma sorunu yaşıyoruz. Gün içinde önemli bir şey yaparken defalarca telefonunu kontrol etmenden bahsediyorum. Eğer telefonunu bu kadar sık kontrol etmeye direnirsen bu sefer de sanki bir şey kaçırıyormuşsun hissiyatı yaşamış oluyorsun. Bu noktadan sonra maalesef sen telefonu değil, telefon seni kullanır duruma geçiyor.
Tüm sosyal medya uygulamaları beynindeki dopamin sistemini suiistimal ediyor. Dopamin beynin tarafından hayatta seni bir şeyleri başarman için motive etmek için kullanılan bir hormondur. Böylece yeni şeyler başardığında beynin dopamin salgılar. Sende kendini dopamin ile iyi hissettiğin için yeni şeyler başarmak istersin. Ancak bu sistem sosyal medya uygulamalarıyla manipüle edilip tüketiliyor. Bu dopamini sürekli ekrana bakma yoluyla basit şekilde elde ediyorsun. Ve bu durumda daha büyük şeyleri başarmaya duyduğun ihtiyaç ve arzu azalıyor. Ancak diğer yandan bu karşılıksız bir dopamin yani telefonuna baktığın zaman bir şey başarmış olmuyorsun. Bu şekilde gerçek hayat başarısı ihtimalini ve o hedefler için çalışman için gereken verimliliğini çöpe atıyorsun.
Dikkat mühendisliği senin beyninin işleme mekanizmasını çok iyi bilen kişiler tarafından, bu mekanizmayı suiistimal ettikleri çalışmaların yapıldığı alanın adıdır. Sosyal medya uygulamaları dikkat mühendisliği konusunda çok becerikli, senin zaaflarını çok iyi bilen kişiler tarafından geliştiriliyor. Uygulamalar beynine sürekli ve azar azar dopamin salgılatacak şekilde dizayn ediliyor. Böylece yavaşça onlara bağımlı hale geliyorsun.
Aslında insanların bu hale gelmesi bilinçli olarak istenilen bir sonuç. Yoğun “dikkat mühendisliği” çalışmaları sonrasında insanların sosyal medya araçlarına nasıl daha bağımlı hale getirilebileceği dikkatle hesaplanmış durumdadır. Ve tüm bu sosyal medya araçları bu hesaplamalara göre tasarlanıyor. Çünkü sen gün içinde sosyal medya hesabına kaç kere bakarsan, büyük şirketler sana o kadar fazla reklam gösterme şansına sahip oluyorlar. Gösterdikleri reklam başına da para aldıklarını düşünürsen bu çok karlı bir iş. Bu zincirdeki en umursanmayan ve zararlı çıkan kişi de dikkatini, odaklanma becerini, zamanını yitiren son halka olarak sen oluyorsun. Sosyal medya hesaplarının ana amacının elimizde tuttuğumuz cihazlar vasıtasıyla insanları demografi, cinsiyet, yaş gibi kriterlere göre sınıflayarak daha hedefli pazarlama yapmayı sağlayan birer reklam panosu olduğunu unutma. Televizyonlardaki klasik reklamlar çok geniş bir kitleye gösteriliyorlar ve ancak sosyal medya reklamlarında reklam sadece hedef kitleye gösterilebiliyor. Bu da çok değerli bir şey.
Dijital dünya İyi vakit geçirmeyi vadediyor ancak kolayca sınırı aşarak verimli olarak kullanmamız gereken zamanımızı yüzeysel bir şekilde doldurmayı sağlıyor. Biraz yakından bakınca aslında bu araçların boş zamanlarımızı da anlamsız ve tatsız şekilde geçirmemize neden olduğunu görürüz. Sende sürekli “bir şey kaçırıyorum” hissiyatını yaratarak aslında seni anlamlı bilgiden uzaklaştırıp bir sürü gereksiz ama göz alıcı paylaşımın arasında her gün saatlerini harcamana neden oluyor. Ve bu davranış bir yerden sonra dürtüsel hale geliyor. Oysa özellikle bir erkeğin fark yaratabilmesi için zamanını verimli kullanması gerekir.
Senin sosyal medyada geçirdiğin zaman birileri için çok değerli, sen bu mecralara günde ne kadar süre harcarsan onlar reklam gelirlerinden o kadar fazla para kazanıyorlar. Para kazanmalarında sorun yok ancak senin pasif olarak buradaki içerikleri orantısız olarak tüketmen sorun demek. Şöyle düşün sosyal medya uygulamalarını tasarlayan insanlar ortalama bir insan gibi her gün saatlerini bu sosyal medya uygulamalarında takılarak geçirselerdi bu uygulamaları geliştirebilirler miydi? Ve bu kadar para kazanabilirler miydi? Tabi ki hayır! Senin dikkat aralığın azalıp elin sürekli telefonuna gittikçe onların karı artıyor. Bunun için de seni daha uzun süre orada tutmak için arka planda koca bir dikkat mühendisliği çalıştırıyorlar. Ve beynindeki zaafları adil olmayan bir şekilde kullanıyorlar.
Zaaf 1:
Bu zaaflar beynindeki dopamin sisteminden ve atalarından kalma sosyal davranışlarla alakalı kabul edilme mekanizmasından yararlanıyorlar. Eğer insanlar senin gönderini beğenirlerse bu geçmiş zamandaki kabilenin onayını almakla aynı şeyi hissettiriyor. Çünkü eskiden kabilenin onayını almak her zaman hayati öneme sahip bir şeydi. Sosyal medya uyguları bu evrimsel onay mekanizmasını taklit ederek senin daha fazla bağımlı olmanı sağlıyor.
Zaaf 2:
Ve bu uygulamalar sana sürekli yenilik sunuyor. Sürekli yeni bir paylaşım düşmüş mü, paylaştığım şeyi kaç kişi beğenmiş, nasıl bir etkileşim almışım diye sürekli telefonunu kontrol etme dürtüsü hissediyorsun. Her yeni paylaşım, mesaj, beğenme, etkileşim beyninin dopamin sistemi uyarılıyor. Bu ufacık dopamin patlamaları beynine kendini iyi hissettirdikçe, buna bağımlı oluyorsun ve aynı dopamini almak için sürekli elin telefona gidiyor.
Mantıklı bakıldığında değersiz bu boş zaman öldürme faaliyetleri çok büyük bir bedelle geliyor. Faydadan çok zarar veriyorlar. Erkeğin en çok ihtiyaç duyduğu becerilerden biri olan odaklanma ve önemli ciddi hedefler peşinde olma istikrarını ve ihtiyacını azaltıyorlar.
Amaca yönelik hareket etmekten gelen anlam duygusu sosyal medya uygulamalarının bizden aldığı bir şeydir. Çünkü bir iş – hobi vb. üzerine odaklanma sağlayacağımız değerli anlarımız anlamsız, düşük değerli telefonu kontrol etme aktivitesiyle sürekli bölünüyor. Telefon ve sosyal medya kullanımını azaltmaya çalışana kadar aslında sürekli olarak bunlara bakma dürtümüzün olduğunu fark etmeyebiliriz. Üretken olmak zorunda olan bir erkek olarak sosyal medya araçlarının sana verdiği bu oyalanma aktivitesi yerine zamanını daha yüksek kalitede geçirmeni sağlayacak şeyler bulmalısın. Belki bir kadının buralarda saatler harcaması onun için büyük bir kayıp olmayabilir ama üstün değer üretmesi mecburi olan erkek için bu çok büyük bir kayıptır. Normalde kolları sıvayıp girişerek bitireceğim tüm faaliyetler araya giren telefona bakma ihtiyacıyla bölünüp gidiyor.
Bu haberleri, mesajları kontrol etmek şeklinde de olabilir. Eğer bunlar özel olarak işin için bir gereklilik değilse gündeme bu kadar sıkı sıkıya bağlı kalmak da sağlıksız bir şeydir. Çünkü çok fazla ayrıntılı bilgi akışıyla ihtiyacın olmadığı kadar bilgi alırsın. Gerçekten senin için önemli olanlara yer azalır. Düşünki sosyal medyada ve haberlerde bazı şeyleri kaçıracaksın ama tekrar kazanacağın zamanını ve zihinsel düzenini düşününce bu çok küçük bir bedel.
Senin kendini geliştirebilmen için tüm bu ıvır zıvırdan izole olduğun verimli çalışma saatlerine ihtiyacın var. En azından çalışma zamanında bunları kullanmayı kati bir şekilde bırakmalısın.
Telefonundan ve sosyal medyadan tamamen izole olman gerektiğini söylemiyorum ancak buna gün içinde bir sınır getirmeli ve özellikle kendi başına çalıştığın zamanlarda odağını bozmasını engellemelisin. Ben telefonumu sessize aldığım birkaç saatlik çalışma dilimleri ayarlamaktan verim alıyorum.
Bir de sosyal medyanın daha kolay sosyalleşme sağladığıyla alakalı bir fikir var. Ben buna katılmıyorum. Aslında yapılan araştırmalar da insanların sosyal medya kullanım sürelerinin arttıkça daha yalnızlaştığını gösteriyor. Burada ne kadar fazla vakit geçirirsen sosyalleşme illüzyonuna kapılıyorsun ancak tek başına geçirdiğin zaman artmış oluyor. Tamam, bazı avantajları var ama kötü yanları kolayca bunun önüne geçiyor. Bir araç ekonomik yönden ele alındığında eğer zararı faydasının önüne geçiyorsa o araç hiçbir zaman kullanılmaz. Burada bunların zararı gizli ve ince ince ortaya çıktığı için hesap etmekte zorluk yaşanıyor. Muhtemelen de bunlardan aldığın faydayı abartıyorsun ve zararını hafife alıyorsun.
Şunu tekrardan hatırlatmak istiyorum. Zamanınızı kaliteli şeylerle dolduramadığınız için boş boş ekrana bakma ve işe yarar bir şey görme umuduyla sosyal medya uygulamalarında bu kadar zaman geçiriyorsunuz. Eğer anlamlı hedeflere yönelirsen bunlardan aldığınız zevk azalacaktır. Ve bir süre sonra boş bir şey olarak gelecektir. Canın sıkıldıkça elinin telefonuna gitmesi karnın acıkınca gerçek bir yemek yerine abur cubur yemeye benzer. Bunlar seni tıkar ama gerçek anlamda doyurmaz.
Eğer bir işi yapmaya başlayacaksan kaliteli çalışma zamanına ihtiyacın var. Ve sürekli bölünmeye razı oluyorsan aslında hiçbir zaman daha uzun ve kaliteli bir çalışma yapmayı öğrenmek için kendini sınamıyorsun demektir. Sürekli bölündüğünde elinde ne olacağını düşün. Gün sonunda muhtemelen elinde yaptığın ufak tefek, düşük değerli işler olacak ama gerçek işin yapabileceğinden çok daha az bir kısmını yapmış olacaksın.
Çoğu insan çok meşgul olduklarını söylüyorlar ama çalıştıkları vakitlerin çoğunu teknolojik zımbırtılarla olan değersiz işlere ayırılıyorlar. Aslında bu çalışma vaktinde sürekli epostalarını ya da telefonlarına gelmiş olabilecek yeni mesajları, sosyal medyada aldıkları etkileşimleri kontrol edip duruyorlar. Aslında bu yapay bir meşguliyet. Bir meşguliyet illüzyonu oluşturuyorlar.
Günümüzde yeni becerileri (programlar, diller vb..) hızlı şekilde geliştirmeli ve bir proje üzerinde çalışıyorsan onu hızlı ve kaliteli bir şekilde bitirmelisin. Ve bunun yolu da odaklı çalışmaktan geçiyor. Zor şeyleri en iyi derin şekilde çalışarak öğrenirsiniz. Bu bir mercekle güneş ışığını yoğunlaştırmaya benziyor. Odaklanma becerisinde kötü olmanız durumunda da her an dikkati dağılan kalabalığın bir parçası olarak vasat bir halde kalmanız çok olası hale gelir.
Bu arada telefonuna gelen mesajlara ve aramalara hemen cevap verme zorunluluğun yok. İnsanlar tarafından bu kadar kolay ulaşılabilir olmak sana bir şey katmayacak. Kolay ulaşılabilir olmak sürekli bölüneceğin anlamına geliyor. Sosyal medyadan, whatsapp gruplarından ve mailden gelen şeyleri yanıtlamanın seni sürekli böleceği ve odaklanmanı çok zor hale getireceği anlamına geliyor. Ve daha kötüsü kendini odaklanmaya zorlamadığın için odaklanma becerin hiç daha ileri gitmeyecek.
Neyin önemli olduğunu tespit ettiğin anda, senin için diğer şeyler otomatik olarak daha önemsiz pozisyona gelecek. Önce bunları tespit etmelisin. Yüzeysel işleri attığın zaman geriye sadece önemli olanlar kalır. Birçok yüzeysel şeyle uğraşmak görünürde çok çalıştığın görüntüsü oluşturabilir ancak gerçekte pek az şey yapıyorsundur. Başkalarını çok çalıştığınıza inandırabilirsiniz ama gerçekte düşük değerli faaliyetlerle her şeyden biraz yaparak ve sürekli bölünerek zaman dolduruyorsundur.
Derinleşerek yaşamak, dolu dolu yaşanan bir hayat demektir. Dikkat dağılması bu yaşam deneyimlerini çoraklaştırıyor. Yaşlandığında belki yaşamadığın, tecrübe etmediğin, kendinde aşmadığın şeyleri düşüneceksin ama hiçbir zaman telefonumla daha fazla zaman geçirseydim demeyeceksin.
3 Comments
Güzel ve doğru bir yazı olmuş. Yazıyı sitenin adını vererek paylaşabilir miyim?
Tabi paylaşabilirsiniz teşekkürler
Biraz uzun olmuş iyi yazı faydalı. Ama biraz uzun. Daha kısa yazılabilirdi ve anlamından da birsey yaybetmezdi.