Bu yazının içeriği
Her gün makyaj yapan kadın ‘kendisi’ mi oluyor? Implant (göğüs) takan kadın ‘kendisi’ mi oluyor? Boyunu 10 cm uzattığı için yüksek topuklu giyen kadına ne demeli? Sosyal medyasında parti fotoğraflarından başka bir şey olmayan kız kendi mi oluyor?
Diğer tarafa bakalım, omuzlarını vurgulamak için vatkalı ceketliyle birlikte takım elbise giyen kadın ‘kendisi’ mi oluyor? Eğer saçlarını boyarsa bu onu daha az hakiki mi yapar? Eğer kendimiz olmak ideal durum olsaydı, o zaman en büyük tutkum olan koltukta oturup, büyük bir pizzayı yemek ve Pazartesi Gecesi Futbolu izleyip bir 6’lı bira yuvarlarken, fitness modellerini etkilemeyi bekleyebilirdim. Sonuçta, sadece kendim oluyorum, bu benim.
Bu konuda özel bir bilgiye sahip olmayanlar için sadece kendin ol (JBY) dinamiği için algılaması en zor olan fark kişiliğin şekil alabilir olmasıdır. Kişilik her zaman akış halindedir. Bugün olduğun kişi 2 sene önce olduğun kişi değildir ya da 2 sene sonra aynı kişi olmayacaksın. Bizimle hayatımız boyunca gelecek davranışlar ve karakteristikler olabilir ama bunlar bile koşullara bağlı değişkenlerdir. Sen kendini belli bir zaman için tanımlarsın ve bu kişisel koşullarına ve çevrene bağlıdır. O yüzden çizgiyi nereye çizmelisin? ‘Sığ’ veya ‘yüzeysel’ veya ‘olmadığın biri gibi’ değil de karakterinde hakiki değişim ne zaman meşru olur? Bunlar kadınların (ve çoğu betanın) yüzyıllardır başarıyla kullandıkları ve erkeklerin içselleştirdikleri hileli terimleridir ancak hiçbir zaman doğru bir şekilde tanımlanmamışlardır. Bunun yerine bilinçli olarak bulanık kalmışlardır ve genelde kadının davranışları asıl niyetini belli ederken, kadının yorumuna bağlı kalmıştır.
Herhangi biri için en zor şeylerden biri, kadın veya erkek, hayat tarzını değiştirmesi gerektiğini duymaktır. Bu sadece ‘kendileri olmalarının’, şuan ki koşullarının bir şekilde hatalı olduğunu göstermektedir. Bu birine hayatlarını ‘doğru şekilde’ yaşamadıklarını veya çocuklarını yanlış büyüttüklerini söylemeye benzer. Eğer kendine eroin vuran bir arkadaşım olsaydı ve aktif bir şekilde onu bırakmaya teşvik etseydim ve onun ‘temiz kalmasına’ yardım etseydim, toplum bana kahraman ve kurtarıcı derdi. Arkadaşımı kanser olmadan önce sigarayı bırakmaya teşvik etseydim, arkadaşıma sağlık açısından riskli bir davranışta yardım eden iyi-arkadaş olarak algılanırdım. Ama arkadaşıma kadınlara olan yaklaşımını değiştirmeye ihtiyacı olduğunu ve bunun mutsuzluğunun nedeni olduğunu söylediğimde ve dış görünüşünü değiştirmesi gerektiğini ve kadınlara yaklaşımını değiştirmesi gerektiğini, daha iyi görünüp daha iyi hissedeceğini, o zaman ben onun problemlerine duyarsız ‘sığ’ bir hıyar olurum. Daha da kötüsü mümkün mertebe pozitif bir ışık altında, o kişinin dış görünüşünü ve davranışlarını değiştirerek kendini geliştirebileceği yapıcı bir eleştiri sunuyorsam bile bu böyledir. Kişilik sadece şekil alabilir değildir, aynı zamanda belli koşullar altında önemli ölçüde değişebilir.
Bunun iyi bir örneği, savaş gazilerinin yaşadığı travma sonrası stres bozukluğudur. Bu erkekler kişiliklerini temelden değiştiren travmatik çevrelere maruz kalmışlardır. Bu aşırı bir örnek olsa da ‘farklı bir insan’ olmanın bir koşullar meselesi olduğunu gösteriyor. Eğer benim koşullarım Cuma akşamı tüm gün evde oturup pizza yemek, altılı paket bira içmek ve anime izlemekse, gerçekçi olarak, ateşli bir fitness antrenörünün gelip benimle hakiki bir istekle sevişmesini bekleyebilir miyim? Ve neden olmasın? Sonuçta sadece kendim oldum ve o beni “olduğum kişi gibi sevmeli” değil mi? Eğer durum böyle olsaydı, kişiliğimi tanımlayan koşullar, koşulları benim gibi olmayan birini etkilemede ve/veya ilişki sürdürmede konu dışı olurdu.
Kadınlar sadece kendin ol (JBY) ifadesini telkin etmek ve desteklemekten, sonuçta ‘kulağa söylemesi doğru bir şey gibi geldiği’ için çok mutludurlar. Bu tartışma götürmez bir pozisyondur; kim senin kendin olmanı istemez ki? Eğer kişinin karakteri görünüşünden daha önemliyse o zaman değişmeni söyleyen herkes seni kendi bencil amaçları için manipüle ediyordur. Bu popüler bir şekilde tekrarlanan kadınların Duvarın etkisi başladığında karşı tarafın onları fizikleri, dış görünüşleri için değil, “oldukları kişi” için sevmeleri gerektiğin şeklinde kendini gerçekleştiren, kendini şişman olarak kabul et mantrası ile örtüşüyor.
Ancak, bilinçaltı seviyesinde, Sadece Kendin Ol (JBY) sosyal sözleşmesini erkeklere satmanın gizli amacı, diğer bir cinsel seçim mekanizmasıdır. Aslında bu genel nüfustaki erkeklerin hakiki cinsel değerlerini daha iyi belirleyebilmek adına tedbir sağlayan bir filtredir. Eğer tüm erkekler Sadece Kendileri Olurlarsa ve ‘gerçekten oldukları’ kişi olmaya teşvik edilirlerse, bu kadının hipergamisini en tatmin edecek erkeği bulmasını kolaylaştırır. Daha önceden çokça bahsettiğim gibi, kadınlar erkeklerden dürüst olmalarını bekler ama hiçbir kadın tam bir ifşa istemez. Genel anlamda ben bunu tavsiye ediyorum çünkü bu erkeğin gizemli aurasını sürdürmesini sağlar, erkek ona belli bir ilgi seviyesine sahip kadın tarafından bir süreç içinde yavaş yavaş keşfedilir. Ancak bilinçli olarak muallak kalmanın diğer bir nedeni de Sadece Kendin Ol (JBY) dinamiğini etkisiz hale getirmektir.
Feminen zorunluluğu sürdürmenin ayrılmaz parçası kadınları seçen taraf olarak tutmaktır. Bunun anlamı kadının kapasitesi (çekiciliği) doğrultusunda, bu stratejisini tatmin edecek mümkün olan en iyi erkeği seçmesine izin verecek koşulları devam ettirmektir. Sadece Kendin Ol (JBY) feminen zorunluluğu, sosyal bir zorunluluk olarak devam ettirmeye yarayan bir araçtır. Dahası, Sadece Kendin Ol kadının hangi adamın onun hipergamisine daha iyi uyacağını belirleyen bir güvenlik katmanı olarak hipergamisini daha iyi kullanmasına hizmet eder. İronik olarak, sadece kendin ol dinamiği kadının monogamik ilişkideki erkeği ‘düzeltme’ anksiyetesi ile altüst olur. Bir zamanların sözde-hakiki olan sadece kendin ol’u yerini “onun üzerinde çalışıyorum” a bırakır. Amaç, kadının hipergamik onayından geçen ideal erkek olmaktır – bu hesaplı, anlamsız sadece kendin ol’un ifşa olduğu yerdir.
Kişiliğimizi değiştirebiliriz ve koşullarımız ile değişmesini sağlayabiliriz veya bu ikisinin kombinasyonunu kullanabiliriz ama kişiliğin sabit olduğunu öne sürmek yalancılıktır. Kişiliği değiştirmenin hakikilikten uzaklaşmak olduğunu düşünmek tuzaktır – dışarıda kesinlikle berbat ‘aktörler’ ve ‘pozcular’ vardır ve onlarla karşılaştığımızda onların rahat hissetmedikleri bir sınıra kadar kendilerini zorladıklarını hissederiz ama ‘olana kadar taklit et’ yaklaşımının da faydaları vardır. Onların önceki kişilik davranışlarını bildiğimizde bunu ‘yanlış’, ‘yapay’ veya ‘olmadıkları gibi davranmaya çalışmak’ gibi algılarız. Eğer bu hafta sonu kulüpte arsız-komik yaklaşımını sergileyen bir erkekle tanıştıysanız, onu daha önceden tanımıyorsanız, onun gerçek veya kişiliğinin limitlerini zorlayan biri olduğunu nasıl bilebilirsiniz?
Gücün 48 yasasından:
Yasa 25: Kendini Yeniden Yarat:
Toplumun sana kakaladığı rolleri kabul etme. Kendini işleyerek yeni bir kimlikte yeniden-yarat, dikkat çeken ve seyircileri asla sıkmayan bir tane. Başkalarının seni tanımlamasına izin vermek yerine kendi imajın üzerinde ustalaş. Dışarıya gösterdiğin jestlerine ve eylemlerine dramatik unsurlar kat – gücün artacak ve karakterin büyümüş gibi görünecek.
Biliyorum, biliyorum, Efendi Erkek vs. Serseri karşılaştırması gündeme defalarca getirilmiş durumda. Oyun nefretinin en kolay hedeflerinden birinin terminoloji olduğunu düşünüyorum. ‘Efendi Erkek’ veya ‘Serseri’ gibi öznel arketipler oluşturmak çok kolaydır. Standart ikili cevap genelde “Yani, benim her zaman tam bir serseri mi olmam gerekiyor, diğer türlü kızlar benden etkilenmezler mi? S.kerim böyle işi, ben bu oyunu oynamıyorum.”
Verdiğim tavsiyelerin yer aldığı sayısız forum sayfasına geri dönüp, genç erkeklere defalarca “içlerindeki serserilerle iletişime geçmelerini” söylediğimi okuyabilirsiniz. Ancak, hiçbir gönderimde, asla aslında serseri olmaları gerektiğini ifade etmedim. Bununla alakalı benden tavsiye istenilen iki yaygın soru şunlar: “Kızlar neden serserileri bu kadar çok severler?” ve “Arkadaş-alanından nasıl çıkarım?” Bu örneklerin ikisi de spektrumun farklı uçlarında. Şu şekilde düşünmeye çalış – spektrumun bir ucunda dört dörtlük bir serseri var, iğrenç, göt oğlanı, suiistimalciliğin sınırlarında ama etrafı kadın sürüsüyle dolu. Ölçeğin karşı ucunda ise son derece bir Efendi Erkek var ve kadınların yakınlığını elde etmek için her kızın ona söylediği şeyleri içselleştirmiştir. Artık kapı paspası koşullandırması kişiliğine işlemiştir. Bu, kızla telefonda ‘arkadaş’ olarak sayısız saatler harcayan erkektir veya kızın onayını satın almak için hediyelere servet harcayan erkektir.
Bence “Serseri” ve “Efendi Erkek” terimlerinin köklerine bakmak önemli. Bu karakterizelerin var olduğunu unutmayalım çünkü kadınlar onlara bu adları vermiş ve yaygın değerlendirmelerine göre sınıflandırma yapmışlardır. Kadınlar bu terimleri belirlemişlerdir – erkekler sadece onlarla ilişkilendirilmiştir. Bizler bunları şimdi birer parodileri veya karikatür gibi görüyoruz; suiistimalci, karısını döven serseri veya kapı paspası efendi erkek. Bunlar spektrumun bu iki aşırıcı ucudur. Ve bunları açık bir şekilde değerlendirdikten sonra, yapılacak hata, ya-hep-ya-hiç ikili bakış açısından kaynaklanır. Bir AFC (Ortalama Hüsrana Uğramış Erkek) kadınların sözleriyle eylemleri arasındaki ikiyüzlülüğünün hayal kırıklığıyla “O zaman daha fazla serseri gibi olmalıyım… Peki, ama ben öyle değilim” der, ama buradaki asıl noktayı kaçırır.
Problem şu ki, Serseri ve Efendi Adam spektrumunda orta noktayı düşünürsen, çoğu erkek Efendi Erkeğe kaymaya eğilimlidir. Bu erkeklerin büyük çoğunluğunun inandığı “içsel, feminen tarafınla temasa geç, kadınların eylemleri yerine sözlerine inan” standardıdır. Kadınlar böyledir çünkü bu çok yaygındır ve kadınlar sizi buna teşvik eder çünkü bu feminen buyruğa hizmet eder. Aşırı uçtaki bir Serseri, aşırı uçtaki Efendi Erkek kadar nadirdir, o yüzden bu açıdan bir şeylere bakacaksak onu derecesine göre değerlendirmemiz gerekir. Çoğu erkek Betadır veya çok kuvvetli bir şekilde Beta erkek kimliklerine yatırım yaparlar. Spektrumun iyi, uyumlu, boyun eğen tarafını seçerler – çoğunluk için, reddedilme riskine karşın kadın zorunluluğa hizmet eder şekilde sosyal olarak en ufak maskülen dürtüyü bastırmaya koşullandırılmışlardır. Zihniyet tam olarak budur, bu Beta erkek, erkeklerin %85’i gibi standart bir şekilde spektrumun ‘iyi, efendi’ tarafında olur. Bu da spektrumun diğer ucundaki ‘serseri’ eğilimi gösteren erkeklerin çekici olmasını sağlar.
Evet, özgüven ve aldırmazlık Alfa davranışlarıdır ama dünya ateşli bir kıza içki ısmarlamaya hazır efendi erkeklerle doludur, bu durum “umurunda olmayan” erkek kadının cinsellik düşünebileceği erkektir. 50+ yıllık koşullandırmadan dolayı spektrumun iyi tarafı standart durum olmuştur. Bu, tüm Efendi Erkeklerin omurgasız, kendini küçülten, hastalıklı simpler olduğu anlamına gelmiyor. Bunun anlamının, karşılaştırma yaparsak, “efendi, iyi” nin standart olduğu durumda, spektrumda marjinal olarak Serseri uca giden erkeğin en azından dikkat çeken, çekici ve basitçe iyi, efendi erkek kitlelerinden kendini ayırdığını söyleyebiliriz.
Bu erkek iki seviyede çekicidir, ilk olarak ilkel seviyede bir Alfadır, biyolojik seviyede kararlı, kontrole sahip, özgüvenli ve kadınları daha az umursayan bir tutumdadır. Çünkü değerinin seçeneklere ve bu tarz bir tutuma sahip olmasından geldiğini (bir derecede) anlamıştır. İkinci olarak, Serseri uca eğilimli erkek renksiz inekler sürüsü içindeki Mor İnek gibidir. Dikkat çeker ve bu onu kadın rekabetine değer hale getirir, bu da onun seçenekleri olduğu hissiyatını kuvvetlendirir. O bir suiistimalci değildir, o bir manipülatör değildir ama kendini kadınların önüne ve üzerine koyar. İroni şu ki bir AFC bu durumun tersi bir şekilde olması gerektiğini düşünür, Serserilerle dolu denizde Efendi Erkeklerin nadir olduğunu düşünür. Tabi ki buna inanır çünkü tüm kadın-arkadaşları “Serseri Erkek Arkadaşları” hakkında şikayet etmekte ve kendilerini ne kadar iyi bir dinleyici olduklarını övmektedir. O yüzden efendi öz-imajları onaylanmış olur ve “diğer-erkekler-gibi-olmadıkları-için” eşsiz ve değerli olduklarına inanmaya başlarlar. Ve sabırla ve duyarlılıkla sonunda bunun karşılığını görecekleri anı beklerler – kadınlar Kötü-Çocuklar ile eğleniyorlarken.
Oyuna diğer bir eleştiri de, Efendi Erkeklerin derslerini alacakları tolere edilemez göt-oğlanlarına dönüşecekleri korkusudur. Yeni jenerasyonun ‘kendileri olmayan’ kibirli hıyarlara dönüşecekleri korkusudur. Ben kitle dolusu erkeğin kişiliklerini PUA veya MRA (erkek hakları aktivistleri) tetiklemesiyle, radikal olarak spektrumun Serseri ucuna kayacakları korkusunu anlıyorum. Öncelikle bu korkuların temelsiz olduğunu söylememe izin ver. Erkekler toplulukları, blogları veya forumları incelemiyorlar çünkü tipik bir “iyi” olduklarında daha fazla kadın elde edeceklerini düşünüyorlar. Aslında “kendini düşünen” erkeklerin daha fazla seks yaptıkları yaygın bir görüştür ki SoSuave web-sitesinde buna ayrılmış koca bir bölüm bile var. Bu da beni, aniden Serseri olmaya doğru bir paradigmada kökten bir değişimin hiçbir şekilde korkulması gereken bir tehdit olmadığına inandırıyor. Tanımı gereği, efendi erkekler, Serseri gibi davranmayı becermekte gerçekten zor zamanlar yaşayacaklardır, kimliklerini çok daha az hakiki olacak şekilde Serseriye dönüştürebileceklerdir.
Çoğu erkek, tabii ki önceki inançlarının yanlış olduğuna ikna olduktan sonra spektrumun diğer ucundaki Serseri’ye doğru eğilmeyi tercih eder. Beta erkeklerin ortak zihniyeti kadınların, onların ‘iyi’, güvenilir, annelerinin olmalarını öğütlediği gibi kadın için kendini feda eden niteliklerinin ödüllendirilmesi gerektiğidir. İstediğin şeyleri elde etmek için kendini geliştirmen gerektiği gerçeğini kabul etmek yerine, dünyanın senin için değişmesini beklemek daha kolaydır. Bu tembel adamın izleyeceği yoldur, umutsuzca istediği şeyleri ucuzlatır ama kendini değiştirme motivasyonu yoksunluğu hisseder. O yüzden önceden istediği ateşli, ‘kaliteli’ kız, onu reddettikten sonra, bir anda ‘rezil bir gece kulübü sürdüğü’ haline gelir. Gerçek kalitede bir kız onu “olduğu kişi olduğu için” koşulsuz sevmeli/arzulamalıdır. Böylece kendini değiştirmek zorunda kalmaz, ona nefret etmesi gerektiği öğretilen Serseri arketipine dönüşmeyecektir. Çoğu insan nefret ettikleri şeye dönüşmeye direnç gösterir, eğer bu değişim daha iyi olacaksa bile. Efendi erkeklerin serserilere dönüşümünün toplumsal sonuçları konusunda daha az kaygılanmalıyız ve onlara farkındalık kazandırmaya çalışmalıyız. Böyle bir çabayla gerçek bir Serseri yaratmanın riski daha alınabilir olacaktır.
18 Comments
Abi merhaba herkes set açmaya başladı yada önceden durum böyleydi bilemiyorum fakat son 1 haftada 3 kere kızların diğer arkadaşlarına erkeklerin onlara açtığı setleri anlattığına kulak aşinası oldum,bu durum canımı sıkmaya başladı,bu setlerden birinde kız erkeğin ona çok fazla soru sorduğunu anlatıyordu ama yinede numarasını vermiş diğer setini anlatan kız ise bu durumdan çok rahatsızdı çocuk akşam vakti markette kız yok dediği halde kızla yine konuşmaya çalışmış dışarıda maketin girişinde kızı yine takip falan etmiş kız bunlar yüzünden çarşıya çıkmaya korkuyorum diyor haklı da bu tür yamyamlar yüzünden bizim imajımız da zedelenmez mi? Geçen hafta numarasını aldığım kız bile o kadar kıza güven vermeme rağmen üniversite okuduğuma inanmadı mecburen kızın içinin rahat etmesi için sınıf grubumun resmini attım.yani korkum şu ki abi erkekler heryerde kızlara yürürse kızlar bu sefer kesin buda o yamyamlardan buda diğer kızlara yürüyen tiplerden diyerek bizi beğendiği halde reddetmez mı? Hatta gündüz oyununun işlevi yok olmaz mı? Çünkü kaderin cilvesi etkisi yok olacak.
Çok ayrıntı düşünüyorsun, İstanbulda kız sirkülasyonu bitmez.
Abi keşke İstanbul olsa bu kadar takmazdım İzmir’deyim
Abi İstanbul’a oranla İzmir’in kız sirkülasyonu nasıl sence anonim kalabilmek açısından
büyük şehirlerde problem olmaz
Abi son bir sorum var,sokakta yürürken veya AVM’de bir kızla tanışıyorum direkt bir açılış yapıyorum ve o sıra yanımızdan başka kızlar geçiyor bu kızlardan bazıları hem dediklerimi duyuyor hoş görünüyodun tanışmak istedim tarzında sözleri yani hem de yüzümü görüyor bu kızların ileride beni hatırlama olasılığı yüksek mi sence? Bazen böyle durumlarda bı kızla tanışırken yanımızdan güzel kızlar geçtiğinde başka kızları tavlama fırsatları kaçıyor diye düşünüyorum, internette bı kaç sitede de kadınların görsel hafızasının erkeklerden daha güçlü olduğu yazıyor.Mesela bugün bi kızla tanıştım biraz konuştuk sonra otobüse bindik otobüste de sohbet ettik ve sohbet ederken kızdan numarasını aldım iletişimde kalalım tarzı birşey söylemiştim kıza seni kitap kurdu olarak kaydedicem demiştim sonra kız duraktan inince farkettim önümüzde ayakta duran kız bizi dinliyomuş zaten ister istemez sesimiz etrafa gidiyordu ama bu kız yüzüme çok detaylı bakıyordu ve çok fazla inceliyordu beni, numarasını aldığım kız indikten sonra son durakta inene kadar devamlı yan yan çaktırmadan bakıyordu ve çok fazla inceliyordu beni, numarasını aldığım kız indikten sonra son durakta inene kadar devamlı yan yan çaktırmadan bakıyordu mesela ben bana bakan bu kızı arada. 1-2 hafta sonra görüp set açtım diyelim pozitif bir enerji ve kaliteli, doğal bir flörtle bu kız beni hatırlar mı? Hatırladı diyelim şansım ne oranda olur? İnsiyatif tanır mı?bu arada bana sürekli bakan bu kızın bakışları rahatsız olmuş veya sinirli gibi değildi nötrün biraz daha pozitif haliydi çok hafif bir tebessüm vardı
Hoş görünüyorsun gibi ve daha kötüsü “tanışmak” kelimesi içeren cümleler kurmaman gerekiyor. Diğer kız 1-2 hafta sonra seni hatırlar olay özellikle dikkatini çektiyse. İnsanların az karşılaştığı bir olay olduğu için dikkatlerini çekiyor ister istemez.
Merhaba abi ,bu kitabın çevirisini tamamen yapacak mısın ? Kolay gelsin ????
Evet, şuan %50’lik kısmı bitti ve yayınlandı. Kalanını çeviriyorum.
İletişim adresi istemediğimiz kızin instasını bulup yazmak hakkında görüşünüz nedir
Yakınlık derecene göre değişir. Samimi gibiysen ekleyebilirsin.
Buluşmaya gideceğimiz zaman arkadaşlarının olduğu mekana çağıran kıza nasıl tepki verilmeli
Buluşma birebir olur. Yoksa gitmene gerek yok.
Flörtü kesen kızla yolda karşılaşınca nasıl tepki vermeliyiz
Tepki verme, işine bak.
Secret kafama şey takıldı. Çoğunlukla kızlarla tanışırken tanışmak istiyorum veya oldukça hoş duruyorsun diyerek tanışıyorum. Neden bunları kullanmamamız gerek ? Nasıl tanışacağız ne diyeceğiz yani açılış olarak öyleyse?
Hoş,güzel vb. kelimelerini kullanmanı önermem. Dikkatimi çektin selam vermek istedim şeklinde yaklaşman kafi. Dünyada daygame böyle yapılıyor.
Sağol dikkatimi çektin diyerek yaklaşacağım. Benim diğer sorumda ikinci buluşma olmuyor ve kadına seks eşiğini aşıramıyorum bir nevi reddetsemde arkadaş olalıma takılıyorum bu konularda tavsiyen nedir? Eline sağlık Secret